30 Eylül 2009 Çarşamba

Can sıkıcı bir gün


Dün aksam işten altı buçukta çıkabildim, eve varmam yediyi buldu. Hangi tramvay/otobüs durağında inersem, kaç tane kırmızı ışık ekarte ederim, o mesafeyı yürüyerek nasil daha çabuk alırım hesabı yaparak eve koşturdum. Üstüne üstlük işimi bitiremedim (son dakikada gelen talepler) müdürüme yedide İdil'in yıkanması lazım, eşim burda değil, çıkmam lazım diye mazeret bildirmek canımı sıktı. Evet Canımcım Hırvatistan'da iş gezisinde bu akşam dönüyor, onun yokluğunda kaldım toplu taşıma araçlarına!!!
Araba kullanmayı hiç sevmediğim için toplu taşıma ve tabanvay hep ilk tercihim olmuştur. Özellikle kulağımda müziğimle düşünceler içinde yürümek. Ama minik kuzunun gelişiyle zaman kavramı farklı bir boyuta geçince, aylakça yapılan yürüyüşler yerini daimi bir koşuşturmacaya bıraktı. Galiba araba kullanmaya başlamanın zamanı geldi.

Eve vardım kızımla öpüştüm, koklaştım ama uykusu olduğu icin biraz huysuzdu. Anne memesine yumulmak için sabırsızlanıyordu. İşte bu noktada günün ikinci can sıkıntısı çıktı piyasaya; bu akşam meme yerine biberon içilecek çünkü anne tiroit sintigrafisi yaptırdı, 24 saat emzirmek yasak. Sütler sağılacak ve dökülecek:kendimi AB Konseyi önünde elimde biberon protesto için süt döken AB çiftçileri olarak gördüm ;-P. Bu tiroit çok sinir ama önemli bir şey insan sağlığı için, umarım önemli bir hasar çıkmaz (Cuma ultrason ve kan testi yaptırdak sonra haftaya inşallah haftaya iyi haber alırız sayın doktorumuzdan)

Neyse banyodan sonra biberonda uyunuldu. Yatağa uyanık koyucam diye uyandırmaya çalıştım ama çalışmalarım işe yaramadı. Öyle tatlı uyuyordu ki çok fazla zorlayamadım. Gece birkaç kez uyandı (memede uyuduğu için mi???). Geçtiğimiz haftasonu saat beşe kadar deliksiz uyuyunca acaba eski uyku düzenine mi dönüyoruz diye heyecanlanmıştık.

Bu arada annenin akşam misafirleri vardı (kızlar gecesi) laf lafı açtı derken gece yarısı olmuş, uyku gözlerden akar şıpır şıpır. Kızlar gider, anne sertleşen göğüslerinin acısından anlar ki süt sağmayı unutmuş. Bu da can bu da can diye göz kapaklarına kibrit çöpü koyarak gece bir buçuğa kadar süt sağar ve sonra uyur. Aksi gibi sabah erkenden işe gidip akşamdan kalan işi bitirmesi lazım annenin . Kayda geçsin diye yazıyorum; akşam ve sabah sağılan ve dökülen süt toplam 350 ml. Bu akşamda sağıp dökücem maalesef. Artık yarın sabah ana kız beraber yumuluruz kanepe köşelerine sütleri lıkırdatmaya.

Bir ilk; blogumu öğle tatilinde, ofiste, ilk defa Türkçe karakterlerle yazdım.

1 yorum:

  1. canim, bence toplu tasimayi tercih et. Nedenmi? arabanla trafikte takılı kalmak, dakikaların ömür boyu gibi geçmesi, oof bunun stresi bence çok yıpratıyor. Neyseki ananesi burda Idil'in ;) bir de kreşde olsa düşün bakayim. Kreş belli bir saatte kadar açık, ondan sonra hocalardan fırca yiyorsun ... Toplu taşımanında tabii ki problematik tarafı var: saatinde gelmez, arıza yapar... Zor valla zor işimiz :)))

    YanıtlaSil