3 Şubat 2011 Perşembe

Kreşe göndermek

ÖzgürAnne blogunda kreş ya da anaokulu sorunsalına dokunmuş. Ne zamandır yazmak istiyordum vesile oldu. Sorular şöyle:
  • Göndermeli mi? (EVET)
  • Siz gönderdiniz mi? (EVET)
  • Olumlu ve olumsuz etkileri neler? Ne kadar sürdü? (YAZININ DEVAMINA BKZ)
  • Çocuğun hazır olduğu nerden anlaşılır?( SORU İŞARETİ)
  • Bir deneme yapsam kreşler buna sıcak bakar mı? Bu deneme kızımı üzer mi?
  • En iyi yer ev mi (ESKİDEN ÖYLEYDİ)
Türkiye dışında yaşadığım için buradaki deneyimimizi yazacağım. Tamamen kendi yaşadıklarımız hareketle yazıyorum. Belki bir fikir verir.

Belçika'da çocuklar 3-6 aylıkken kreşlere başlıyorlar. Çocuk sahibi olmadan kariyer manyağı olduğum dönemlerde bana çok mantıklı gelen bu uygulama bebiş ortaya çıkınca yok kesinlikle olmaz halini aldı.

Bence çocuklar üç yaşından önce kreşe gönderilebilir. Çünkü evde tek başına oldukça benmerkezi büyürken, kreşte ilk defa toplu yaşam kurallarıyla tanışıyor. Diğer çocuklar ve yetişkinlerle anne ve babası tarafından kollanmadan iletişim kuruyor. Kendine ait bir yaşam oluşturmaya başlıyor. Kreş dışında kalan zamanlarda eğer anne ve baba çocukla yeteri kadar ilgileniyor, sevgisini veriyorsa, iyi bir kreşin çocuğun ruhsal, zihinsel ve bedensel gelişimine olumlu etkisini olacağını düşünüyorum.

İdil 19 aylıkken başladı kreşe. İlk iki ay yarım gün gitti. İlk günlerde oldukça zordu. Beni bırakmadığı günler oldu. Çıkabildiğim günlerde elimde cep telefonu yakındaki bir yerde oturup bekledim. Şimdi tam gün gidiyor. Ama iki yaş krizleri kapsamına kreşi de aldı. Sabahları biraz mızlanıyor ama içeri girince oynamaya başlıyor hemen.

İdil'in kreşteki sorunu iletişimle ilgiliydi. İdil başladığında iki dilde iletişim kurabiliyordu. Kreşte sınıfındaki çocuklardan konuşanı yoktu (Çocukları teker teker alıp alıştırdıkları için İdil üçüncü çocuk olarak başladı) O da büyüklerle konuşmak istedi ama araya üçüncü dil girdi. Sonuç olarak bir süre sonra üçüncü dile alıştı. Bizim de kreşe göndermeme nedenimiz olan üçüncü dil olayı çözüm yoluna girdi. Burada anaokuluna başlama yaşı 2.5. O nedenle biraz daha erken kreşe vermeyi tercih ettik.

İdil'in kreşe başladığında konuşuyor olması bizi olanı biteni anlatabilmesi açısından rahatlattı. Kreşte uyumaya başladığı zaman bizimki uzun süre ağlayınca öğretmeni kızmış. O akşam bana Giovanna kızdı, dediğinde anladım ki uykuyla ilgili problem yaşamışlar. Ertesi gün alırken öğretmenine İdil böyle dedi ne oldu dediğimde hem olan biteni ayrıntılı öğrenmiş oldum hem de öğretmene İdil bizi bilgilendirebiliyor mesajını verdim.

Kreşin olumlu etkisi Fransızca'nın yanısıra kendi başına oyun kurmayı öğrenmesi, başka çocuklarla az da olsa iletişim kurması, oyuncakları paylaşması, farklı etnik gruptan (afrikalı iki çocuk var) çocukları şimdiden tanıması. İdil kreşe başladıktan sonra otobüste gördüğü afrikalı amcalara, teyzelere bakıp çirkin dedi bir iki kere. Yaşadığım şoku anlatamam. Böyle bir şeyi bizden öğrenmiş olamaz, nereden çıktı diye çok kafa yordum. Neticede renk farkından dolayı onları değişik algıladığına karar verdim. Sınıfındaki şarışın bir çocuğa da acayip kanı kaynamış durumda.

İdil kreşte daha iyi yemek yiyor. Kendi başına yanına birini istemeden uyuyor. Bu sayede gece uykuları daha bir düzene girdi (tahtaya tık tık). Altını değiştirmeye kuzu kuzu gidiyor (evde feryat figan). Tek başına oturup kitabına bakıyor. İnsanlara karşı yabani davranmıyor.Girerken ve çıkarken kapıdaki görevlilere selam veriyor.

Olumsuz etkisi oldu mu İdil üzerinde? İlk başlarda biraz mahzunlaştı gibime geldi. Ama sonrasında çok büyük bir iştahla, mutlu gitmeye başladı. Öğle uykuları kısaldı. Evde 2 saate yakın uyurken kreşte 45 dk ile 1 saat arası uyuyor. Ama sonrasında diğer çocuklar uyuduğu için sakin sakin yatağında kitaplara bakmayı öğrendi. İdil gibi bir dakika yerinde durmayan bir çocuk için çok önemli bir aşama. Daha sık hasta olması olumlu ya da olumsuz algılanabilir. Bağışıklık sistemi güçleniyor diyorum ama her hasta oluşunda içim parçalanıyor. Şu an çalışmıyor olmam sayesinde hastalık durumunda ateşi olması bile evde tutup dinlendiriyorum.

Çocuğun hazır olduğu anlaşılır mı? Nasıl anlaşılır? Bilmiyorum. İdil dışa dönük bir çocuk olmasına rağmen zor alıştı. Bence alışmasını belirleyen faktörler, öğretmenlerin yaklaşımı, kreş ortamı ve diğer çocuklarla ilişkisi. Eğer oyun, eğlence, merak ağır basıyorsa güvenliklerini (alıştıklari aile ortamı anlamında) riske atıp denemek istiyorlar. İdil için başta engel olan dil aynı zamanda merakını cezbederek öğrenmeye, kreşe gitmeye özendirdi. .

Deneme işine Türkiye'de sıcak bakacaklarını düşünüyorum. Yeğenim 3 yaşında anaokuluna başladı. Bir kaç hafta denedi uyum sağlayamayınca geri aldılar. Bu deneme yeğenimi üzdü mü? Sanmıyorum çünkü eğlendiği anlar oldu ama o güne kadar hep annesiyle olduğu için anne ağır bastı. Nisan'da 4 olacak yeğenim Ocak ayında yeniden anaokuluna başladı zevkle hoplaya zıplaya gidiyor şimdi.

İdil şimdi kış olması nedeniyle her gün tam gün kreşe gidiyor. Parklar kar, kış, yağmurda hiç cazip değil. Evde de sıkılıp bilgisayara saldırıyor. Ama bahar gelince haftada üç gün göndermek istiyorum. Böylece daha dengeli olacak hem onun hem de benim için (özlüyorum kızımı).

Ev eskisi etrafta bir sürü çocuğun olduğu yer olsa, çcocuklar beraber bahçede oynasa en iyi yer olabilir. Ama bizim gibi kuzey ülkelerinde kışın dört duvar arası en iyi yer olamıyor. Çocuklar sıkılıyor, anneler geriliyor.

3 yorum:

  1. Çok güzel bir yazı olmuş. Aydınlandım gerçekten. Bakalım biz neler yaşayacağız. sevgiler çok. İdil akıllı bıdık... öperim

    YanıtlaSil
  2. Düşüncelerinize saygım sonsuz, ancak aynı düşünceleri tam olarak paylaşmıyorum. Bir çocuğun daha 3 aylıkken kreşe verilmesini hiç doğru bulmuyorum. Hele de yabancı bir ülkede Türk çocuklarının bu kadar erken kreşe verilmesi onların kendi ailelerinden farklı bir değer sistemi içinde yetişmesine sebep oluyor. Ben de Belçika'da yaşayan bir mühendisim. Çevremde 3 aylıkken kreşe verilmiş ve bu sebeple Türkçeyi hiç bilmeyen çocuklar var. Işin ilginç tarafı Türkçeyi bilmemeleri buranın dillerini daha iyi öğrenmelerine de yol açmıyor(ailelerin düşündüğünün aksine) Ayrıca 3-5 aylık bebeler sosyal varlıklar değil ki sosyallerşmelerine kreşin katkısı olsun. Onların dünyada tek bildikleri ve istedikleri anneleri. Belçika'da kreş sistemi 1 kreş görevlisinin 6-7 çocuğa birden bakması üzerine kurulu. Yani 3 aylık Sürekli bakıma muhtaç bebe ilgiyi 6-7 başka bebekle paylaşmak durumunda. Diğer çocuklardan geçebilecek bulaşıcı hastalık tehlikesi de cabası. Bu şekilde çocuğa en çok ihtiyaç duyduğu güven duygusu aşılanabileceğine hiç inanmıyorum.

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Adsiz yorumunuz icin tesekkurler.Ayni dusunceleri paylasmamaniz cok dogal. Ancak yorumunuzu okuyunca beni yanlis anladiginizi dusudugum bir iki noktayi aciga kavustirmak istedim.

    Bir cocugun 3 aylikken krese verilmesini ben de dogru bulmuyorum. Kesinlikle o yasta bir bebegin en cok ihtiyac duydugu sey anne sevgisi ve sicakligi. Ama baska imkani olmayip bebegini krese gonderen aileleri de anliyorum. Herkesin evde cocuguna bakma veya baktirma imkani olamiyor.

    Ben kizimi 19 aylikken gonderdim ve o yas sosyallesmeye basladigi zamandi. Ben kendi cocugumu tarttim baktim,hazir mi diye ve sonra yavas yavas evden farkli bir ortama soktum. Bir ay her gun onunla krese gidip ortama alismasina yardimci oldum. Orada kendini guvende hissedince kendi de gitmek istedi.

    Hastaliklar evet toplu hayatin bir sonucu ama cocuklarimizi fanusta da buyutemeyiz. Bagisiklik sistemleri guclenmeli. Tabi ki 3 ya da 6 aylik bebek hastaliga maruz kalmasin ama ablasi ya da abisi okula giden bir cok bebek evde de hastalaniyor.

    Cocuklarin Turkce ogrenmeden buyumesi kreslerden cok, evde hangi dilin konusulduguyla ilgili. Anne ve babanin cocuklarinin kendi dillerini ogrenmeleri icin caba sarfetmeleri gerek. Yoksa olmuyor. Belcika'da yasayan ikinci, ucuncu nesil Turklerin bir kisminin cocuguyla Fransizca ya da Flamanca konustugunu goruyorum. Bu belki bu neslin kendini bu dillerde daha iyi ifade etmesinden kaynaklaniyor. Benim kizim su anda uc dili ayni anda ogreniyor. Evde iki lisan konusuyor ve hangi ebeveyn ile hangi dilde konusmasi gerektigini biliyor. Kreste de bu ulkenin dilini anliyor, sorulara cevap veriyor.

    YanıtlaSil