6 Şubat 2011 Pazar

İdil non é malato (İdil hasta değil)

Ne zaman bitecek bu grip, nezle sezonu? İdil kreşe başladı başlayalı aşağı yukarı her hafta bir virus kaptı. Doktoru demişti zaten burnundan her akan her yeni saydam sümük, yeni bir virüs habercisi diye. Yaklaşık otuz virüs falan alınca bağışıklık sistemi basit soğukalgınlığına karşı güçlenecek. Sayamadım kaç oldu ama en azından yarılamışızdır diye umut ediyorum.

Cuma kreşin hemşiresi aradı ateşi 38.6 ateş düşürücü verebilir miyim diye? Tabi gelip alırsanız iyi olur da dendi. Sanki ben hasta çocuğumu orada bırakıcam. Ben zaten kreş yolundaydım. Cumadan beri ateş 38-39.5 arasında inip çıkıyor. Doktorunu aramadık önceki tavsiyeler üzerine perdolan, nurofen, serum fizyolojikle idare ediyoruz. Dün akşam ateş artarken keyifsizdi. İştah felaket yemek yemeden, süt içmeden yattı. Bugün iştah biraz daha iyiydi. Tavuk suyuna çorbaya talimiz. Bakalım yarın nasıl olacak?

İdil'in ateşini ölçebilmek için sıkı bir diplomatik müzakere yapmam gerekiyor. Onun argümanı 'İdil hasta değil' şeklinde. Ne denir bu durumda?? Aldığım müzakere teknikleri dersleri hiç işe yaramıyor karşımdaki 2 yaşında çocuk olunca. En kolay çözüm babayı çağırıp, ona ölçtürmek. Benim elimde dereceyi görünce hasta değilim diye tabanları yağlayan velet babasına bir kulağını ölçtürdükten sonra bunu da diye diğer kulağını da sunuyor. Günün çorbası'nda Arca'nın aynı şeyi yaptığını okuyunca çok güldüm.

Günün komik olayı ise İdil ve babasının akşam uykusu öncesindeki muhabbeti:
Bugün kaka yapmamış olan İdil'e babası sorar:
İdil, hai fatto la cacca (İdil kaka yaptın mı?)
İdil cevap verir:
Per fortuna, NO!! (ne şanslıyım ki yapmadım ! ya da şükürler olsun ki yapmadım!)

Sonrada gelip benim ve babasının arkasını kontrol eder biz yapmış mıyız diye.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder