25 Kasım 2009 Çarşamba

9 ay doldu

Geçen hafta pazartesi 9 ayımızın dolmasına birkaç gün kala kontrole gittik. Artık doktor kontrollerimiz iki ayda bir. Herşey yolunda uzamışız, kilo almışız. Ama kontroller artık eskisi gibi kolay değil. Kafa çevremizi ölçtürmek, yatağa uzanmak, kulaklarımıza baktırmak istemiyoruz, basıyoruz yaygarayı. Ağlayarak, bağırarak prostesto ediyoruz doktor amcayı neyseki çabuk geçiyor. 12. ayda aşı var bakalım o zaman ne yapacağız??

Doktorumuz idili korumak için kendimize domuz gribi aşısı yaptırmamıza gerek olmadığını söyledi. Hepinizin genel olarak sağlığı iyi, kapsanız bile iyileşirsiniz, bu hastalık fazla büyütülüyor (kendi kelimeleriyle 'too much noise for nothing') dedi. Belçika'da doktorlarda genelde bir rahatlık vardır o nedenle bu yaklaşıma temkinli baksam da, içimi rahatlatmak için iyileşenlerin çoğunlukta olduğunu düşünüyorum. Aslında Noel, yılbaşı tatili döneminde dört uçuş yapacak olmasak o kadar endişelenmiycem.

Aşı konusunda da iş yerinde kampanya başladı ama aşı yaptıranlardan kendi rızalarıyla yaptırdıklarına dair bir belgeyi imzalamaları isteniyor. Beni işkillendirdi bu yaklaşım, pek bir amerikanvari. Ayrıca aşının yumurta ve türevlerine alerjisi olanlara yapılmayacağı belirtiliyor. Ben çocukken fazla yumurta yediğimde vücudumda döküntü olurdu , bu alerjik reaksiyon mu acaba? Netice olarak yaptırmayacağız aşıyı. Önlem olarak işe arabayla git, toplu taşımadan uzak dur, kapalı yerlere mümkün olduğunca gitme, idili hiç götürme, market alışverişini tenha saatlerde yapmaya çalış, ellerini sürekli yıka, eve gelince idille temas etmeden elbiseni değiştir, şeklinde.


9 aylık İdil neler yapıyor? Speedy gonzales gibi ordan oraya emekliyor, çıkardığı sesler ise kemik bulmuş sevimli bir köpeğe benziyor. Gözler radar gibi etrafı inceliyor neye elleyebilirim, düşürebilirim merakıyla. Artık istediğimiz şeye doğru elini kaldırıp, aç kapa yaparak talebini bildiriyor. Sürekli bir yere tutunup kalkıyor, yere bir şey atıyor, eğilıp onu al yapıyor. Bunu yaparken tek eliyle tutunuyor. Objeyi alınca bazen iki eliyle onu tutarak dengede kalıyor fakat bir yere tutunmadığını farkedince sağlamcılık yapıp hemen tek eliyle bir yere yapışıyor. Bir şeyleri başardığında mutlu oluyor yapamayınca kızıyor. Babasının kucağını seviyor. Konuşma konusunda gerileme var sanki. Eskiden daha çok hecelediği sesler birara sadece bağırmaya dönüşmüştü, şimdi tekrar gehh, daa gibi sesler çıkarıyor. Birde emmek istediğinde emmmm diyor. İki anadilli bebişlerin geç ama her iki dili birden konuşması normalmiş. Bu arada hem türkçeyi hem de italyancayı anlıyor kanımca.


9 ay kaydımıza bir iki resimde ekleyelim: İşte İdil kuzunun mutfak maceraları....


kevgire oturmuş İdil ve tonton ailesi


aşçımız iş başında

annem tabakları kurula dedi ama benim çok uykum var...

1 yorum:

  1. Seni yerim İdil ne tatlisin masallah,
    son resimdeki bakisina bittim,
    doktorunuzun yaklasimi benim de icimi rahatlatti, bizim doktorda benzerlerini soylemistim ama iste insan bu yonde baska fikirler de duyunca rahatliyor.
    Ucak seyahatlerinden sorunsuz ayrilmaniz dilegiyle, iyi bayramlar, sevgiler.

    YanıtlaSil